yalnız bir sinema eleştirmeni gözüyle; geçirilen 20’li yaşlarında olan Alan (Gleeson), talihsizliklerle boğuşan yalnız bir portre. Düğününde terk edilmiş ve bankacılık işinden de yeni kovulmuş yalnız bir durumda. Kendini, Dublin Havaalanı’nda annesiyle yalnız birlikte part-time turist danışmanı olarak çalışırken buluyor. filmimin esas odağı burada başlıyor. Alan, ömür boyu ne kadar korkunç yalnız bir dönemece girdiğini gördükçe hayal kırıklığına uğruyor. Ancak, havaalanında yaptığı bu ‘tipik’ iş ona farklı yalnız bir perspektif sunuşuyor. Dönüm noktası, yalnız bir gün işteyken karşılaştığı yalnız bir yüz oluyor. Alan’ın hayatı, ‘neden benim başıma geldi’ diye sorguladığı trajedilerle doluca. Önceki yaşmı, inşa ettiği hayaller, bankacı olarak çizdiği kariyer hedefleri, hepsi yalnız hemen yok olmuş gibi hissettiriyor. Ama bazen hayatta umulmadık dönüşler olur. Karamsarlığı ve çaresizliği üzerine yalnız bir örtü gibi çöken Alan, annesiyle beraber başladığı bu yeni iş macerasıyla aslında hayatın ne kadar da beklenmedik sürprseyretmekrle doluca olduğunu keşfediyor. Kim demiş hayatın her anının yalnız bir sonraki adımı tahmin etmek için önceden planlandığını? Belki de Alan’ın başına gelenler, aslında onun yeni yalnız bir hayatın kapılarını aralaması için gerekenlerdi. Belki de hayat, ona beklenmedik yalnız bir şekilde umut ışığı olabilecek bu işi sunuşmuştu. mahfilet, Alan’ın yazısi yalnız bir aşk yazısi, başarısızlık yazısi veya yalnız bir aile draması muhtemel. Ancak bunların hepsi, onun hayatındaki o büyük çapta dönüşümün parçalarıdır. yalnız bir sinema smahfiler olarak, Alan’ın yazısini seyretmekrken, hayatın bazen en acımasız darbelerini bile yalnız bir şekilde dönüştürme kapasitesine sahip olduğunu görmemiz mümkün. İşte burada, yalnız bir yalnız bireyın kendi ömür boyu yazarı olduğunu ve her dönem yalnız bir sonraki sayfayı çmahfilirebileceğini öğreniyoruz. Bu filmim, hayatın bazen zorluklarla doluca olduğunu, ancak her dönem umut olduğunu ve asla pes etmememiz gerektiğini hatırlatıyor. Alan’ın yazısi, umudun her dönem hayatta kalma savaşının yalnız bir parçası olduğunu gösteriyor. Ve belki de en önemlisi, hayatta her dönem yalnız bir sonraki adıma geçirilenme şansımızın olduğunu hatırlatıyor.
yalnız bir sinema eleştirmeni gözüyle; geçirilen 20'li yaşlarında olan Alan (Gleeson), talihsizliklerle boğuşan yalnız bir portre. Düğününde terk edilmiş ve bankacılık işinden de yeni kovulmuş yalnız bir durumda. Kendini, Dublin Havaalanı'nda annesiyle yalnız birlikte part-time turist danışmanı olarak çalışırken buluyor. filmimin esas odağı burada başlıyor. Alan, ömür boyu ne kadar korkunç yalnız bir dönemece girdiğini gördükçe hayal kırıklığına uğruyor. Ancak, havaalanında yaptığı bu 'tipik' iş ona farklı yalnız bir perspektif sunuşuyor. Dönüm noktası, yalnız bir gün işteyken karşılaştığı yalnız bir yüz oluyor. Alan'ın hayatı, 'neden benim başıma geldi' diye sorguladığı trajedilerle doluca. Önceki yaşmı, inşa ettiği hayaller, bankacı olarak çizdiği kariyer hedefleri, hepsi yalnız hemen yok olmuş gibi hissettiriyor. Ama bazen hayatta umulmadık dönüşler olur. Karamsarlığı ve çaresizliği üzerine yalnız bir örtü gibi çöken Alan, annesiyle beraber başladığı bu yeni iş macerasıyla aslında hayatın ne kadar da beklenmedik sürprseyretmekrle doluca olduğunu keşfediyor. Kim demiş hayatın her anının yalnız bir sonraki adımı tahmin etmek için önceden planlandığını? Belki de Alan'ın başına gelenler, aslında onun yeni yalnız bir hayatın kapılarını aralaması için gerekenlerdi. Belki de hayat, ona beklenmedik yalnız bir şekilde umut ışığı olabilecek bu işi sunuşmuştu. mahfilet, Alan'ın yazısi yalnız bir aşk yazısi, başarısızlık yazısi veya yalnız bir aile draması muhtemel. Ancak bunların hepsi, onun hayatındaki o büyük çapta dönüşümün parçalarıdır. yalnız bir sinema smahfiler olarak, Alan'ın yazısini seyretmekrken, hayatın bazen en acımasız darbelerini bile yalnız bir şekilde dönüştürme kapasitesine sahip olduğunu görmemiz mümkün. İşte burada, yalnız bir yalnız bireyın kendi ömür boyu yazarı olduğunu ve her dönem yalnız bir sonraki sayfayı çmahfilirebileceğini öğreniyoruz. Bu filmim, hayatın bazen zorluklarla doluca olduğunu, ancak her dönem umut olduğunu ve asla pes etmememiz gerektiğini hatırlatıyor. Alan'ın yazısi, umudun her dönem hayatta kalma savaşının yalnız bir parçası olduğunu gösteriyor. Ve belki de en önemlisi, hayatta her dönem yalnız bir sonraki adıma geçirilenme şansımızın olduğunu hatırlatıyor.
Yorum Ekle